Tasmania (Hobart)

Bu eyaletimiz kutba en yakın, dolayısıyla en soğuktur. Öyle 18 derece gördüm bir şey olmaz demeyin, kutuptan esen rüzgarlar böyle iliğinizi kemiğinizi dondurur.

Hobart

Burası eyalet başkenti olup kendisi biraz Nordik ülkeleri çağrıştırmaktadır. Burada yapılacak temel aktiviteler MONA yani modern sanat müzesini gezmek, Salamanca Place’te dolanmak ve bir şeyler yemek, bir yerlerde muhakkak deniz ürünleri yemek, Port Arthur’a yani Avustralya’ya gelen ilk hükümlülerin tutulduğu yere gitmek ve onlara nasıl davranıldığını dinlemek. Şimdiye kadar genel yazı stilimden anlamadıysanız ben size söyleyeyim; ben öyle çok müze meraklısı bir insan değilim, hele de modern sanattan anlamam (övünmüyorum, sadece gerçekleri dile getiriyorum). Buna rağmen MONA’da oldukça güzel vakit geçirdim. Genelde de şehrin tatlı bir havası var. Şöyle bir deniz kenarında yürüyün, barlarında kafelerinde oturun. Bir de ben zaten Tazmanya’nın başka dağlarını gördüm ve şehirde çok vaktim yoktu diye yapmadım ama varsa vaktiniz Wellington dağına da çıkabilirsiniz.

Wineglass Bay

Mükemmel şarap bardağı görünümü sebebiyle bu ismi almıştır. Tazmanya’nın ünlü beachlerindendir. Aşağıya inip beach’te dolaşmak veya tepeden manzaraya bakmak iki alternatifinizdir. İkisi de ciddi manada trekking gerektirir.

Bay of Fires

Böyle kırmızı kırmızı kayaların olduğu bir sahil. Ummm tam fotoğraf çektirmelik. Denizi de güzele benziyordu ama ben bir tık soğuk bir zamanda gittiğim için pek yeltenmedim. Burası tatlı minik bir kasabada yer alıyor. Gece kalmak, güzel güzel yemeğinizi yemek için iyi bir alternatif.

Launceston

Tazmanya’nın ikinci büyük şehri. Ben çok az vakit geçirdim ama pek beğenmiştim. Güzel huzurlu bir havası var. Az kaldığımdan mütevellit size de şunu yapın bunu yapın diyemeyeceğim ama oturun bir yemeğinizi yiyin kahvenizi içi derim en azından.

Cradle Mountain

Oo burası efsane yerlerden biri. Adı üzerinde kendisi bir dağ olur. Böyle yukarılara yukarılara doğru trekking yapılır. Pek çok rotası vardır. Böyle çılgın bir gün bir gece mece falan trekking yapılabilir. Vakti az olanlar ya da aman kim yürüyecek be diyenler için arabayla yukarıya çıkıp en temel göl bölgesini görme şansı vardır. Burası baya etkileyici bir yer. Tazmanya’ya geliyorsanız muhakkak rotanıza ekleyin derim. Bir de buraya kadar gelmişken size önerim hemen dağın girişinde (utanmasam dağın kapısı diyeceğim) yer alan doğal yaşam barınağında Tazmanya canavarını görmeniz. Denk getirebilirseniz besleme saati turlarından birine gidin. Aman o ufak yaratıklar o etleri nasıl parçalıyorlar, birbirlerine nasıl bağırıyorlar aklınız şaşar. Daha doğrusu Bugs Bunny çizgi filmleriyle büyüdüyseniz Tazmanya canavarı neden Tazmanya canavarı anlarsınız.

Tullah

Burası hiç öyle turistik görülmelik bir yer değil. Gidin de demiyorum yanlış anlamayın. Ammmaa bana Avustralya’daki en büyülü anlarımdan birini yaşatmıştır. Şimdi biz gezimizin bir noktasında kalacak bir yer arıyorduk, Tullah’ı bulduk. Sonra ertesi gün kahvaltı için bir otele gittik, göl kenarında. Ama ne göl. Böyle hava puslu, sisli. Sis dağlarda asılı kalmış. Önümde kocaman göl. Çok güzeldi. Demem o ki kalacak yere ihtiyacınız olur, bakarsınız Tullah orada, kalın.